Kitaplara Dair
(Bu yazı, öğrencimiz https://tagtaa.mn/ adlı web sayfasının öğrencimiz Batchimeg Munkhtsol aracılığle sorduğu soruların Türkçesidir. Son soru çıkarılmıştır. Yazının adresi aşağıda verilmiştir.)
1. Kütüphanenizde kaç tane kitap var?
Doğrusunu
söylemek gerekirse kütüphanemde kaç kitap olduğunu bilmiyorum. Kitapla ilk
tanışmam 6. sınıfa, yani eski sistemde ortaokula
başladığımda oldu. Köyde doğduğum için Türkiye’de o zaman beş yıl olan ilkokulda
kitapla tanışma fırsatım sınırlı idi. Alanya’ya ortaokulu kaydolmak için şehre
gidince iki kitap satın almıştık. Ortaokulda kitapçı vitrinlerine bakmaktan,
içerdeki kitapları karıştırmaktan ve param oldukça satın almaktan büyük bir
keyif aldığımı fark ettim. O zamandan beri sürekli kitap alıyorum. Üniversite
yıllarımda harçlığımı kitaba verip parasız gezdiğim çok olmuştur. Almanya’da
üniversite okurken Almanca kitaplar da satın almaya başladım. Ayrıca İngilizce
ve Rusça başta olmak üzere farklı dillerde mesleki kitaplarım da var. Şimdi basılı
kitap da satın alıyorum. Ama pdf ve eletronik kitap olarak binlerce kitabım
var. Basılı kitaplarımın bir kısmı Üniversitemdeki odamda, bir kısmı eski
evimizde, bir kısmı da bir yıl önce taşındığımız yeni evde. Bu yüzden tam
sayısını söylemem çok zor. Ama şunu söyleyebilirim. Kendi işimi yaparken çok
nadir olarak kitap için kütüphaneye gitme ihtiyacı hissederim.
2. Genellikle hangi tür kitap okuyorsunuz?
Mesleki yayınlar dışında roman ve öykü okumayı çok
severim. En sıkışık zamanlarımda romanlara sığındığım çok olmuştur. Örnek vermem
gerekirse üniversiteye öykü ve roman okuyarak hazırlanmıştım. Doktora
savunmamdan önce, pek çok adayın kriz geçirdiği o zamanlarda, iki hafta roman
okudum. Ayrıca tarih, genel kültür, Türkiye’de ve dünyada olup bitenleri
anlamaya dönük çeşitli kitapları okumaya çalışıyorum. İşim gereği elbette dil
ve edebiyat hakkında araştırma kitaplarını hem topluyor hem de okumaya
çalışıyorum.
3. Okuyacağınız kitapları nasıl seçiyorsunuz?
Çok farklı yolları var. Öykü ve roman konusunda takip
ettiğim yazarlar var. Ayrıca edebiyat dergilerindeki, gazetelerin kitap
eklerindeki, internet sayfalarındaki yorumlara bakıyorum. Onun dışında kitapla
ilgili tanıtım yazılarına bakıyorum. Akademik yayınlarda ise alanımı tanıyorum.
Ayrıca ilgimi çeken alanlarda, nitelikli yayınlar yaptığını bildiğim
yayınevlerinin kitaplarını alıyorum.
4. Yeni kitaplar hakkında bilgileri nereden
alıyorsunuz?
Gazetelerin kitap ekleri, dergiler, internet, tanıdık
tavsiyesi kanalıyla.
5. Şu an hangi kitabı okuyorsunuz?
Bu soruyu cevaplamaya çalışırken aslında tek kitap
okumadığımı, başladığım ve okumakta olduğum birkaç kitap olduğunu farkettim.
Bunlardan bir Türk halk edebiyatı alanında çalışan İlhan Başgöz’ün Gemerek Nire Bloomington Nire başlıklı
hayat hikayesi. Başgöz, Kitap’ta Sivas’tan Bloomington’a uzanan yolculuğunu
anlatıyor. Kendi alanımdan olduğu için de çok öğretici bir kitap. Özellikle
alan araştırmalarıyla ilgili bölümleri çok ilgi çekici. Masamda duran ve yeni
başladığım bir kitap Özbek yazar Musa Aybek’e ait Nevai adlı roman. Bu romanı hem merak ettiğim için hem de vermekte
olduğum Özbek Dili ve Edebiyatı dersi için okuyorum. Ayrıca Özbek edebiyatından
Türkçe çevrilmiş altı kitap daha sırada bekliyor. Bir başkası Jared Diamond’un Tüfek Mikrop ve Çelik adlı kitabı. Yine
Farabi’nin Mutluluğun Kazanılması
diye Türkçeye çevrilen bir kitabını yeni bitirdim. Daha önce okuduğum ama başka
bir çevirisinden yeniden okumakta olduğum Anna
Karenina’yı da anmalıyım. Cengiz Aytmatov’un Elveda Gülsarı adlı eserini yeniden
okuyorum. Bu arada atlamamam gereken bir yazar var: Moğolistanlı Galsan
Tschinag. Tschinag önemli kitaplarını Almanca yazıyor. Bildiğiniz gibi iki
kitabını Türkçeye çevirdim. Galsan Tschinag büyük bir yazar. Kitaplarında
Moğolistan’ı, özellikle de Tsengel’de yaşayan Tuvaları anlatması benim için onu
ayrıcalıklı kılıyor. Onun kitaplarını okurken Moğolistan’ın uçsuz bucaksız
bozkırlarında dolaşır, bozkırın size hazırladığı sürprizlere tanık olursunuz.
6. Kütüphanenizdeki en özel kitap hangisidir?
Şu çok özel kitap diyebilmem zor. Çok değerli bulduğum
kitaplarım var. Bu açıdan akademik kitapların ayrı bir yeri var. Doktora hocam
Prof. Dr. Lars Johanson’un benim için imzaladığı kitapların yeri başka elbette.
Bunlardan üçünü Türkçeye çevirdim. Ayrıca Dede
Korkut Kitabı ve Evliya Çelebi
Seyahatnamesi de özel kitaplarım.
7. Kütüphanenizdeki her hangi bir kitapla
anınız var mı?
Kitaplarla ilgili çok anım var. Örnek vermek
gerekirse, para vererek ilk satın aldığım kitapları hiç unutmam. Yine Konya’da
okurken öğrenci harçlığıyla satın alarak kaldığım tanıdık evine gizli gizli
götürdüğün yığınla kitabı unutamam. Belli bir sıra takip etmeden başka
bazılarını anlatmak isterim. Örnek olarak lisede okurken Yaşar Kemal’in İnce Memed adlı kitabına kendimi
kaptırdığım için mutfakta kaynayan kuru fasulyeyi yaktığımdan, yanık kokusunu
alan üst kattaki komşularımın o zamanki öğrenci evinin kapısını çalmasıyla
haberdar olmuştum. Yine 1980’li yılların başında Almanya’da Bielefeld
kütüphanesinden Aziz Nesin’in bir mizah kitabını almıştım. Otobüste okurken
gülmemi tutmak için çok zorlandığımı hatırlıyorum. Üniversitede okurken Almanca
soru sorarak sınıfta bunu anlayan olursa bir kitap hediye edeceğim diyen bir
hocamdan hediye aldığım Emine Işınsu’nun Çiçekler
Büyür adlı çok güzel bir kitabı var. Yine Aziz Nesin’in Şimdiki Çocuklar Harika, Dede Korkut Kitabı’nda
Deli Karçar'ın Dede Korkut’u kovaladığı bölümü, Sunay Akın’ın Kalede Bir Başına adlı kalecilerle
ilgili kitabını, Toprak Işık'ın Çiftçi Karıncalar Köleci Karıncalara Karşı adlı kitabını okurken bazı bölümlerinde gülmekten ve kısmende durumu canlandırmaktan hem çocuklarımın hem de
benim gözümüzden yaş gelmesini unutamam. Alman yazar Thomas Mann’ın romanlarından birinin bir
bölümü o kadar güzel yazılmıştı ki sonuna kadar büyük bir heyecanla okuduğumu
hatırlıyorum. Sten Nadolny'nin Yavaşlığın Keşfi diye Türkçeye çevrilen bir kitabını da keyifle okumuştum. Ayrıca Leipzig'de çalışırken benim de tanık olduğum olayların anlatıldığı Die Hoffnungsvollen de benim için özel bir kitap. Bu kitap, arkadaşım Anna Sperk'in kaleminden çıkma ve kitabın içinde bir yerlerde ben de varım. Yine gençliğimde herkes yattıktan sonra elektirik olmadığı için
gaz lambası ışığında okuduğum kitaplar da hatıralarımda sağlam bir yere sahip. Galsan Tschinag’ın
kitaplarını çevirirken en doğru anlamı vermek için dille sonu gelmez oyunları da unutmam mümkün değil. Kendi yazdıklarımın yazılma süreçleri de benim için
unutulmaz anılarla dolu. Ortaya çıkışlarına tanıklık ettiğim veya emeği geçenlerin yetişmesine katkıda bulunduğum, bir başka ifade arkadaşlarımın ve özellikle öğrencilerimin kaleminden çıkmış eserler de benim için çok özel. Akademik yayınları bir tarafa bırakırsam Farsça'dan çevrilmiş Sivayuş'un Ölümü adlı çok önemli bir roman var. Çevirmeni benim doktora öğrencim. Ödüllü bir çeviridir.
Benim ilk kitabımı satın aldığım yaşta kızımın kitap yazması da unutulmaz anılarımdan biridir. Onun yazdığı ilk üç kitap toplu halde Uygurcaya da çevrildi ve bir yıl içinde tükendi. Turfan'da bir lokantada Uygur aydınlarla otururken orada bulunan bir yazar "Ben bir Türk balasının kitabını okudum" demişti. "O benim kızım" deyince mutluluğunu ifade edecek söz bulamamıştı. Bir arkadaşla yazdığım bir kitabı MİNZU üniversitesinde arkadaşların tek kelime atlatmadan okuttuğunu görmek de benim için şaşırtıcı bir anıdır. Uzatmayayım, kitaplarla anım çoktur.
Benim ilk kitabımı satın aldığım yaşta kızımın kitap yazması da unutulmaz anılarımdan biridir. Onun yazdığı ilk üç kitap toplu halde Uygurcaya da çevrildi ve bir yıl içinde tükendi. Turfan'da bir lokantada Uygur aydınlarla otururken orada bulunan bir yazar "Ben bir Türk balasının kitabını okudum" demişti. "O benim kızım" deyince mutluluğunu ifade edecek söz bulamamıştı. Bir arkadaşla yazdığım bir kitabı MİNZU üniversitesinde arkadaşların tek kelime atlatmadan okuttuğunu görmek de benim için şaşırtıcı bir anıdır. Uzatmayayım, kitaplarla anım çoktur.
8. Sonuncu kez hangi kitabı satın aldınız?
En son Özbek edebiyatından Türkçeye çevrilmiş yedi
kitaptan oluşan bir set ile Sosyal
Bilimcinin Yazma Çilesi adlı bir kitabı satın aldım. Ayrıca Semih Tezcan’ın
yamış olduğu Topkapı Sarayı Oğuznameleri adlı
kitabını aldım. Kitap, ben sipariş ettikten bir gün sonra piyasaya çıktı.
Kütüphaneme giren en son kitap akadmeik bir çalışma: Ambiguous Verb Sequences in Transeurasian Langauges and Beyond.
Editörlüğü Éva Á Csató, Lars Johason ve Birsel Karakoç yapmış. Kitap çok yeni,
Türkiye’de ilk bana gelmiştir diye düşünüyorum. Kitapta aslında benim de yazım
olması gerekirdi. Ama editörler bana karşı her zaman olduğu gibi çok sabırlı
olmalarına rağmen, son iki yılda yoğun olarak çalışmak zorunda olduğumuz bir
proje yüzünden yazıyı istediğim kıvama getirip gönderemedim.
9. Kitaplar size ne kattı?
Benim bütün hayatım kitaplarla çevrilmiş durumda. İşim
gereği sürekli olarak kitaplarla iç içeyim. En iyi akademisyenlerden ders
aldım. Çok iyi yerlerde çalıştım, şu anda da Türkiye’nin en iyi
üniversitelerinden birinde çalışıyorum. Türk dili alanının en saygın
uzmanlarıyla birlikte çalışma şansı yakaladım. Ayrıca bana göre dünyanın en
güzel mesleğini yapıyorum. Bütün bunları kitaplarla olan ilişkime borçlu
olduğumun farkındayım. Kendimi ve dünyayı algılamamda kitapların yeri her şeyden
önemlidir. Bunlar tabii benim ilk aklıma gelenler, aklıma gelmeyen daha nice
katkısı vardır mutlaka.
10. Tekrar tekrar okuduğunuz kitap hangisi ve
neden?
Türk edebiyatı deyince Dede Korkut Kitabı’nı ayrı bir yere koyarım. Dede Korkut Kitab’ı Türk nesrinin en güzel eserlerinden biridir ve
Türk kültürü açısından eşsiz bir hazinedir. Onun dışında Evliya Çelebi Seyahatnamesi'ni de ayrı bir yere koyarım. Türk
edebiyatında kırsal kesimi konu alan romanları ve öyküler çok severim. Elbette
Ahmet Hamdi Tampınar’ın özellilke Saatleri
Ayarlama Enstitüsü adlı muhteşem romanı, George Orwel’in Hayvan Çiftliği ve Antoine de
Saint-Exupéry’nin Küçük Prens’i, Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık'ı arada döndüğüm eserler. Bunların dışında Aytmatov'un kitaplarının bir kısmının hem Almancasını hem Türkçesini okudum. Türk edebiyatının çok
sayıda çok iyi yazarı bulunuyor, okunacak şey çok.
11. Basılı ve elektronik kitaplardan hangisini
tercih ediyorsunuz?
Zor bir soru. Okumak için basılı kitabı tercih ederim.
Bozulmaz, istediğin yere götürebilir, istediğin yerde okuyabilirsin. Ama
mesleki konularda elektronik kitaplara daha sık başvuruyorum. Bulması daha
kolay, bir kütüphaneyi küçük bir harici diskte taşıyabiliyorsunuz. Bu açıdan
elektronik kitaplar büyük kolaylık. Ama okumak için basılının yerini tutmuyor.
12. Eğer ıssız adaya düşersiniz kütüphanenizdeki
hangi kitabın yanınızda olmasını istersiniz?
Dede
Korkut’u o kadar övdük, onu
alalım.
Not:
Röportajın Moğolcasına şu adresten ulaşılabilir:
https://tagtaa.mn/mylibrary/14?fbclid=IwAR3yFfvZpi8Yq7zkrQ50d7jdeOGdhYLc9_ygngnK9TYgrsYhL8ERQXGGvsE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder